Uğur Köse - Sahibinden Satılık

Hergün  karşılaştığımız, sıradan bir nesnenin yeniden düzenlenmesiyle geliştirilen “Sahibinden Satılık”, oyun içinde oyun olarak görebileceğimiz bir yapıt olarak karşımıza çıkar. Üstü giydirilmiş, “patchwork” olarak da adlandırabileceğimiz geleneksel üretim yöntemine öykünerek yeniden “dekore edilmiş” ve şık hale getirilmiş bir binek aracı nesnesinin kullanıldığı yapıtta ambalajın özellikle çok “güzel” olmasına dikkat edilmiştir. Niyet sadece biçimin ön planda tutulduğu ve serbest pazar kuralları dahilinde en parlak olanın pazarlandığı bir  durumu ortaya koymaktir.

Üstü giydirilmiş araba metaforu, gösteren ve gösterileni en şiddetli biçimiyle deşifre eder. Bu deşifre oyunun gücü ile doğru orantılıdır. 

Schillere göre sanatla oyun arasında bir benzerlik vardır. Çünkü her ikisinde de insan gerçeklikten uzaklaşır, gerçek dışı bir dünyaya yönelir.

pkı tüketim odaklı pazarlama yöntemleri dahilinde satılan “şık” zanaat ürünleri gibi. Örneğin; çok yakın zamanda tüm dünyada müthiş bir pazarlama yöntemiyle gündemde olan, destek ve taraftar bulan sıradan kamusal alanda sanat projeleri bu bağlamda ele alınabilecek güncel örnekleri oluşturur. Çoğul üretim teknikleri kullanılarak farklı formlarda ve çok sayıda “yüce amaçlar için” üretilen formlar, uygulayıcılar (zanaatkarlar, tasarımcılar, ustalar vb.) tarafından kendi oyun kurallarına göre yeniden ele alınarak, salt biçimsel olarak kamusal alandaki yeni sanat nesneleri olarak “asıl sahibinin yerini” işgal etmiştir. Çok muğlak bir tanımlama için kullanılan bu formlardaki ifade biçimi “Sahibinden Satılık”ta  kaplama için kullanılan o renkli bez parçalarının taşıdığı anlam ile çok iyi örtüşürler.

İçerik yokedilmiş, biçim ön plana çıkartılmış ve “hoş, güzel ve renkli biçim” en iyidir  koşulu işletilmeye başlamıştır. Burada asıl nesne “görünmeyen”dir. Ama “görünen” ise gerçek değildir. Bu yer değiştirme aşamasında sahip, yani görünmeyen kendini zorunlu olarak ortadan kaldırmıştır.

Tam da bu noktada güncel sanat, olanakları dahilinde oyunu bozmak, gerçek ile gerçek dışı arasındaki ihtilafı görünür hale getirmek, soruna çözüm bulmak için bir ortam oluştururken, “içerik” odaklı bakmayı önlemez bir kural olarak da saptar.    

Melih Görgün




1 yorum:

Umut Eroğlu dedi ki...

bir başka yoruma düştüğüm notu burada yinelemek istedim..
'sanat benim oyun alanım'; son zamanlarda gördüğüm, naifliği işlevsellikle en iyi bağdaştırmış, kaygıdan çok amaç güden, fiiliyatı gülümsemelerde sezilen, gönülden güzel bir proje. uğur, alex, banu, sena, seray ve tanımadığım ama tanımaktan mutluluk duyacağım, bu projeye yüreğini katmış herkesin eline, aklına sağlık. tebrik ederim.