Videoist

Perpetual Machine-Sonsuz Makina:


Köken olarak latince "vidare" kelimesinden gelen ve görüyorum anlamına gelen video kelimesi ile İstanbul'un kısaltması olan ist kelimelerinin bileşiminden oluşturulan videoist ismi ilk olarak 2003 yılında ortaya çıktı. Bir sanatçı insiyatifi olarak kurulan Videoist bağımsız ve kar gütmeyen organizasyonlara imza atarken, düz bir bakışı öngören endüstriyel, formel, ticari organizasyonlara alternatif eğik bir bakışı destekliyor. İnsiyatifin isminin düz okunuşu gibi sadece video projeleri gerçekleştirmeyecek. Aynı zamanda farklı etkinliklere de yer vererek güncel sanat ortamına bir soluk olmayı amaçlıyor.


İstanbul Merkezli Gezici Video Etkinliği "Videoist2" son yıllarda Türkiye'de organize olmayı bekleyen Video Sanatı çalışmalarını bir araya getiriyor. Bu bir araya geliş belirgin bir konsept olmadan "Videoist" çatısı altında gerçekleşiyor. "Videoist" Güncel Sanatın İstanbul merkezli bir bakışla dökümantasyonunu üstlenirken 1960 sonrası Kavramsalcılardan ve Fluxusçulardan beri gelen sanatta demokratiklik fikrinin uzantısı sayılabilecek Video Sanatının 2000'lerdeki görünümünü yansıtıyor.

Bilgisayar Teknolojisinin gelişmesi ve yaygınlaşması, görüntü ile çalışan sanatçıları manyetik video bantlardan, büyük ve pahalı montaj masalarından kurtarırken aynı zamanda kaybolan-bozulan geçmiş Video Sanatı mirasının restorasyonu sorununu gündeme getirdi. Bu restorasyonlar pahalılığının yanı sıra kaybolmayacağı düşünülen VHS, Beta gibi formatlardaki video teknolojisinin kaybolabilir olduğunu kanıtladı. Günümüzdeki teknolojiler video'yu teknik olarak kolay üretilebilir kılarken aynı zamanda kaybedilebilir bilgiyi istikrarlı saklanabilir bilgiye dönüştürüyor. Bu dökümantasyon kalitesi sanatçısı tarafından belirlenebilir düşük bütçeli ev tipi bilgisayarlar ve kameralarla üretilebilen, fiziksel taşınma kolaylığı dışında web üzerinden de taşınabilir bir üretimi olanaklı kılıyor.


Videonun sanatta bir üretim biçimi olarak yaygınlaşması onun gösterim problemlerini beraberinde getiriyor. TV'nin altmışlı yılların sonunda düşünüldüğü gibi Video Sanatında bir yer teşkil etmesi, her sanatçının bir TV kanalı sahibi olabileceği gibi ütopyalar gerçekleşmese de web bu eksiğin yerine geçmiş gibi görünüyor. Aynı zamanda bu mecraya yer verme görevini sergi salonları, gösterim salonları da sürdürüyor. Bütün bu oluşum süreci ile birlikte kameranın hayatın içinde daha fazla yer alması ile video bir üretim biçimi olarak enflasyon oluştururken aslında üerinde durulacak yeni durumların da ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu durumlardan biri vurgulamaya değer görünüyor:


www.forumgazetesi.com'un 09.04.2007 tarihli haberinden alıntıladığım metinde, "Arkadaş Bulma Makinesi (...........net), herkesin yönetmen olduğu iddiasıyla video yarışması düzenledi. Yarışmanın amacı ve felsefesi "Altın Mandalina Manifestosu" ile açıklanıyor. Manifestoda mekik çeken, kopya çeken, hatta burnunu çeken herkesin film de çekebileceği savunuluyor. Lars von Trier'in ve Dogme'cilerin sedalik arayışına atıfta bulunan manifesto, anlatacak bir şeyi olanların cep telefonuyla dahi film çekebileceğini iddia ediyor. Bu yüzden yarışmada format, yöntem, kamera, vb. teknik konularda hiçbir sınır yok. Yarışmanın dikkate değer tek koşulu videoların eğlenceli olması."


Bu durum Videonun artık yayından fırlamış bir demokratik araç olarak modern yaşamın içinde aldığı yere iyi bir örnek. Eğlence kelimesi dönemin güncel sanat ortamındaki ironi kavramı ile ilişkilendirilebilir. Geçiciliğin anahtarını arayan güncel sanat projeleri de hızın ve değişimin portresini ortaya çıkarırıken dönemin aktüel konularının tartışılmasına bir platform oluşturuyorlar.


Son dönemde sanat insiyatiflerinin önemi ve etkinlikleri gittikçe artarken, Tershane'nin Videoist'e yapmış olduğu davetle gerçekleşen bu seçki, insiyatiflerin iletişimine ve birlikte çalışmasının sonuçlarını ortaya koyuyor. Sanatın insan evrimi ile koşut dönüşümüne cevap arayan proje "sanat benim oyun alanım" önce Homo Erectus (Ayakta olan insan)'dan, Homo Sapiens (Düşünen insan)'a, oradan Homo Faber (teknik insan)'a ve nihayet Homo Ludens (Oyun oynayan insan)'a kadar ki evrimsel sürece paralel olan bir fikirle Videoist; "Sonsuz Makina-Perpetual Machine" video sanatı seçkisi ile etkinliğe katılıyor.


Video Sanatı Seçkisi Sanatçıları:


1- Ozan Akıncı ve Kaya Hacaloğlu: Cotton Av (Video-Ses Performans)


 Müzisyenler:


 Volkan Ergen - Percussion, Live Electronic

 Ayşe Nur Ergen - Ses Misafir

 Cem Konuk - Kontrabas

 Hüseyin Sarısaltıkoğlu - Elektrik Gitar

 Sertaç Kakı - Live Electronic, Elekrik Gitar

 Korhan Erel - Live Electronic


2- Çağrı Saray: Handke'ye Saydı

3- Fatih Aydoğdu: Diglossia

4- Hülya Özdemir: Kayıp Zamanın İzinde

5- Nooshin Farhid: Zone End

6- Suat Öğüt: Kırmızı, Mavi, Beyaz

7- Susanne Albrecht: Looking for Parallels

8- Yeni Anıt: Yerçekimli Grafiti

Hiç yorum yok: