Yaşam Şaşmazer


Hepsi Benim

Masum, sevimli, şirin varlıklar olarak tanımlanır çocuklar. Çoğu zaman saflığın, temizliğin, günahsızlığın, güzelliğin; kimi zaman da bilinçsizliğin simgesi olmuşlardır. Masumiyetleri, günahsızlıkları ve güzelliklerinden her zaman bahsedilir, ama ya bilinçsizlik olarak adlandırılan, karanlıkta kalan ve pek sözü edilmeyen diğer yönleri? Yetişkinlerin içine giremedikleri, kendilerine ait, kapalı ve anlaşılmaz bir dünyalarının olması onları güvenilmez ve tedirgin edici kılar.

Düşünsel ve fiziksel yapıları ile olgunluğa ulaşmamış, toplumsal sisteme henüz uyum sağlayamamış, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt etme yeteneğine henüz kavuşmamış olan bu ‘küçük insanlar’ , belki de küçük birer melek değil, tıpkı yetişkinler gibi iyi ve kötü davranış modellerine ve aynı zamanda ilkel, ürkütücü, şiddete ve kötücül tarafa yatkın bir potansiyele sahiptirler.

İnsanın “çocuk hali”nin  en iyi gözlemlenebileceği yer ise oyun zamanıdır. Çünkü çocuklar, sadece eğlenmek için değil, içinde yaşadığı toplumun kurallarını öğrenmek, gücünü ve yeteneğini denemek, içinde yaşadığı çevreyi keşfetmek, kendini tanımak ve kendisini başkalarından ayıran özellikleri keşfetmek için oynar. Ama çocuklar aynı zamanda en ciddi işi olan oyunlarına, tutkularını, kazanma isteklerini, bencilliklerini, benmerkezciliklerini, arzularını ve hırslarını da katarlar...

Hiç yorum yok: